#Ankara'dan Bir Kadın Geçti Vol.03 !
- by Liz
- 23 May 2016
- 3 dakikada okunur

Müzik hayattır. Duyguları ifade etmenin en güzel yoludur müzik. İnsanların bazen hüznünü seslendirmiş , bazen sevincine ortak olmuştur. Farklı kültürdeki bir çok insan, müzik eşliğinde danslar etmiş, savaşmış ve barıştıklarında da bunu yine müzik eşliğinde kutlamışlardır. Çünkü ; müzik hayatın her anında vardır.. İşte bugün Ankara’dan Bir Kadın Geçti’nin yeni yazısında size bahsedeceğim kadın da tam olarak böyle düşünmektedir. Peki kim mi bu kadın? Önce atletizmle sonra modellikle uğraşmış ve sonunda da bize o gırtlağı bahşetmiş kişi, insana “yaa bu kadın bi’harika dostum“ dedirten, o büyüleyici sesinin Soul, Folk ve Blues türlerinde zapt edilemediği, asıl adı Nadia Mladjao olan, Komor Adaları asıllı Fransız bir şarkıcı ! Sahne adının “inanç” anlamına geldiği, çikolata tenli, sesi insanda yeni şeyler isteği uyandıran ve sesi gibi yüzü ile kalbi de çok güzel olan, müziğine aşık ettirengillerden esmer şeker bir kızımız.. Dokunaklı sesiyle birazcık Iyeoka esintisi ve birazcık da Tracy Chapman’ımsı yaz meltemi hissi uyandıran, sesine nazar değmesin duaları ettiğimiz kadın. Takvimlerin 2011’i gösterdiği zaman diliminde odalarımızın eşiğinden kırık kalplere tercüman olmak için giren, sesinde acıyı, hüznü, yaşanmışlıkları bulabileceğiniz ve şarkı söylerken gözlerinin önünden neler geçtiği, hangi filmlerin oynadığı merak edilen bir kadın.. Sesinin gitmesek de kalmasak da bizim olan köylere sürüklediği ve ağzını açtığı andan itibaren bizi bambaşka duygulara götürüp kendisine esir edebilen sese sahip bir hanım ablamız.. Yazın bitimiyle ve sonbaharın gelişiyle yeniden depreşen hüzünlerin demi gibi şarkıların kadını.. “Feeling Good” desem Nina Simeone diye bağırır mısınız acaba? Kendisi Caz, Blues, Soul ve Folk’ta büyük bir köşe, ilah bana göre. İşte bu cici kızımız da Nina’nın izinden emin adımlarla gidensi.. Bandana nasıl taşınırı tüm dünyaya itinayla gösteren tatlış bir kadın ! Bu kadın olsa olsa … diyenleri duyar gibiyim. Evet bazılarınız yakaladı bile belki ama bulamayanlar için gelsin o zaman bu cevap. Tabi kii ! KALBİ SES TELLERİNDE ATAN KADIN “IMANY”. Ankara’da etkinliğin ciddi anlamda bol olduğu 15 Mayıs Pazar günü biz onunla eğlenmeyi seçmiştik hem de çok çok önceden çünkü kendisine ileri seviye de hastaydık ve ilk defa Ankara’daydı. Üstüne üstelik konser yeri ODTU Vişnelik’ti. Imany ve Vişnelik daha ne kadar güzel olabilirdi ki? Tüm heyecanımızla 15 Mayıs artık gelsin diye günleri tek tek saymaya başladık. Ama konser günü gelip çattığında meteorolojinin verilerine göre hava yağmurlu gösteriyordu. Bu belki de o gün verilebilecek en kötü haberlerden birisiydi. Her şeye rağmen kapı açılış saati olan 19:00’ta insanlar içeri girmeye başlamıştı ve hava kapalı olmasına rağmen bir sıkıntı gözükmüyordu. Keyifler gayet yerindeydi ve insanlar eğlenme moduna girmişti bile. Ben de Vişnelik'teki arkadaşlarımla konuştuktan sonra alana geçmek için yola koyuldum. Konser saati 21:00’dı. Her şey mükemmel gidiyordu ve illaki kötü bir şeyler olmak zorundaydı sanki ve olanlar da oldu zaten. Saatler 20:30 civarında başlayan yağmur atıştırmaları bir anda tabir caizse bardaktan boşanırcasına olmuştu. Vişnelik’in çimlerinde konser saatini bekleyip eğlenen insanlar ne olduğunu anlamamışlardı bile ve kaçma fırsatları da olmadı çünkü alan olabildiğince dolmuştu ve yağmur bir anda devasal coşmuştu. Herkesler IMANY’e yakın olmak istiyordu. Bu yüzden o şiddetli yağmura bile aldırış etmeden erken gelenler yerinden kıpırdamadı. 20:45 civarında içeri giriş yaptığımda gördüğüm manzara çok güzel ve heyecan vericiydi. Hazırlıklı gelenler şemsiyelerini açmış beklerken, bazıları ise yağmurluklarını çoktan giymişti bile kimileri ise hala yağmurluk satan satıcıları arıyordu. Ama her şeye rağmen herkesler ciddi ciddi sırılsıklamdı ve soğukluğa aldırış etmiyorlardı. Bir an önce Imany’nin çıkmasını istiyorlardı sadece. Saatler 21:00 gösterdiği sıralarda ise beklenen kadın artık ufukta gözükmüştü ve görünmesiyle seyircilerin yağmurun altındaki bekleyişi bir anda çığlık seline dönüştü. Devamında ise büyüleyici sesiyle IMANY bütün alanı ısıtmaya başladı. Her yer, yağmaya devam eden yağmura aldırış etmeyip çılgınlar gibi oynamaya başlayan insanlarla dolmaya ve şarkılar ise bir bir geçmeye başladı. Zaman sanki daha hızlı akıyordu ve hemencecik konserin sonuna yaklaşmıştık sanki. Yağmur sonlara doğru tamamen durdu ve Nadia 7 kişilik güzel orkestrasıyla akustiğe giriş yaptı. İşte herkesler için yolculuk vakti gelmişti. Her şarkıda yeniden ve yeniden mest oluyordum diğer herkes gibi. Kimseler bitsin istemiyordu ve bunu Nadia’da hissediyor gibiydi. Uzattıkça uzattı uzattı ve uzattı .. Vee muhteşem bir sahne performansıyla geceye nokta koydu. Koydu ama ben de yüzümde mutluluk tebessümleriyle kala kaldım. Büyülenmiş şekilde sahneye bakıyordum sadece .. Pazar akşamı yağmur yağarken Imany'nin kalbi yine tamamiyle ses tellerindeydi ve etraf çim veya toprak değil romantizm kokuyordu. Yağmurun altında sırılsıklam şekilde sarılan, dans eden ya da öpüşen çiftler vardı. İşte o an anladım kii .. yeniden AŞIK OLMALIYIM !! Bence yağmurun kesinlikle güzelleştirdiği bir gecede insanı sesiyle kendine aşık eden IMANY ! Ankara’dan Bir Kadın Geçti serisine en tepede nokta koydu. Sonsuz teşekkürler kadife sesli kadın .. Yine gel olur mu? Aşık olup çılgınlar gibi sevebileceğiniz harika aşk dolu yıllarınız olsun güzel insanlar. Keyifli bloglanmlar ;)
GECEDEN KESİTLER
Comments